Mehmet Altan, yıllar boyu ülkenin aktif tartışmacılarından biri oldu. Demokrasiyi, köylülüğü, Jakoben laikliği, potansiyel çatışma alanlarını, darbeleri, ekonomiyi, siyaseti, sistemi, Birinci Cumhuriyeti, Güneydoğu sorununu, Kürt sorununu, eğitimi, kontr-gerillayı, güvenliği, üretimi, devlet işletmeciliğini, politik ve hantal devleti, anayasayı... aktif katılımcı olarak tartıştı. Altan'ın 1991 yılında kaleme aldığı yazılar bu tartışmaların bir sonucu. Görülecek ki aradan geçen on yıla rağmen Türkiye, sorunlarını çözmede bir arpa boyu yol alamamış. O gün, yeni başlayan ve önemli bir kısmı Mehmet Altan tarafından başlatılan tartışmalar, Türkiye'nin önemli sorunları olarak bugün yine önümüzde duruyor. Ve bu yüzden bu kitabın adı, hiçbir şey değişmiyorsa "On yıl önce bugün" oldu...
Kitap, yazarın 1991-1992 yılları arasında yazdığı köşe yazılarının derlenmesinden oluşmuştur. Kitap, “Hiçbir şey değişmiyorsa” sloganı ile takdim edilmiş. Sayın Altan’ın adı geçen kitabını okuduktan sonra insan, Türkiye?nin gerçekten nasıl kısır bir döngü içersinde oyalandığına hayret ediyor. On yıl önceki problemler, saplantılar, kuruntular, paranoyalar, çekişmeler kavgalar neredeyse bugünkülerle aynı. İngilizcede her on yıla “decade” deniyor. Bir on yılda neler değişmez ki… Dünyaya baktığımız zaman, gerçekten başdöndürücü bir değişim ve gelişim görüyoruz. On yılda demirperde çöktü, dünya çift kutupluktan tek kutupluluğa geçti. Doğu Avrupa ülkeleri bile tanınmaz düzeyde değişti, gelişti, demokratikleşti. Türklerin zorla ismini değiştiren Bulgaristan, o düzeyde kabuk değiştirdi ki, Türklerin kurduğu parti şimdi orada koalisyon ortağıdır. Peki Türkiye niye değişmiyor? Veya Türkiye niye değiştirilemiyor? Kitabın sunuş yazısında bu soruya cevap olabilecek bir cümle var: Türkiye’nin sorunlarının sürekliliği ve çözümsüz bir ortamın varlığı, bu ülkede kimilerinin varlık sebebi? (s.10) Türkiye’de statükonun devamından yana olanlar, aslında statükodan beslenenlerdir. Merkeziyetçi, bireyi devlete feda eden, hiyerarşik, hantal, israfçı, tek tipçi, çoğulculuğa kapalı, militarist, ideolojik ve baskıcı devlet anlayışı değişmedikçe medeni dünyadaki yerimizi almamız mümkün görünmemektedir.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Kitap, yazarın 1991-1992 yılları arasında yazdığı köşe yazılarının derlenmesinden oluşmuştur. Kitap, “Hiçbir şey değişmiyorsa” sloganı ile takdim edilmiş. Sayın Altan’ın adı geçen kitabını okuduktan sonra insan, Türkiye?nin gerçekten nasıl kısır bir döngü içersinde oyalandığına hayret ediyor. On yıl önceki problemler, saplantılar, kuruntular, paranoyalar, çekişmeler kavgalar neredeyse bugünkülerle aynı. İngilizcede her on yıla “decade” deniyor. Bir on yılda neler değişmez ki… Dünyaya baktığımız zaman, gerçekten başdöndürücü bir değişim ve gelişim görüyoruz. On yılda demirperde çöktü, dünya çift kutupluktan tek kutupluluğa geçti. Doğu Avrupa ülkeleri bile tanınmaz düzeyde değişti, gelişti, demokratikleşti. Türklerin zorla ismini değiştiren Bulgaristan, o düzeyde kabuk değiştirdi ki, Türklerin kurduğu parti şimdi orada koalisyon ortağıdır. Peki Türkiye niye değişmiyor? Veya Türkiye niye değiştirilemiyor? Kitabın sunuş yazısında bu soruya cevap olabilecek bir cümle var: Türkiye’nin sorunlarının sürekliliği ve çözümsüz bir ortamın varlığı, bu ülkede kimilerinin varlık sebebi? (s.10) Türkiye’de statükonun devamından yana olanlar, aslında statükodan beslenenlerdir. Merkeziyetçi, bireyi devlete feda eden, hiyerarşik, hantal, israfçı, tek tipçi, çoğulculuğa kapalı, militarist, ideolojik ve baskıcı devlet anlayışı değişmedikçe medeni dünyadaki yerimizi almamız mümkün görünmemektedir.