Tarihte çatışma gibi, diyalog da dinler arasında pek çok kez denenmiştir. Dinlerin vaat ettiği pek çok şeyin yanında hoşgörü, barış ve sevgi de vardır. Barış ve sevginin yolu da diyalogdan geçer. Fakat vaat edilen bu barış ve sevgi, hep söylemde kalmış ve ne yazık ki hiçbir zaman diyalog gerçek anlamda yaşanmamıştır. Gününüzde de “hoşgörü” ekseni etrafında gerçekleştirilmeye çalışılan Hıristiyan - Müslüman diyalogu, maalesef bazı misyonların etkisi altında geliştiği için gerçek amacından uzaktadır. 1998 yılında Fethullah Gülen tarafından Papa 6. Jean Paul’e yazılan mektupta da hoşgörü, diyalog ve işbirliği çağrısı yapılmış ve bu konu çok tartışılmıştı. Bu kitapta çeşitli dönemlerde diyalog süreci ve dinler arası hoşgörü kavramı çerçevesinde yaşanan tartışmalar ile bu konu hakkındaki yaklaşımları okuyacaksınız. Çeşitli yazarların, dini ve siyasi liderlerin “hoşgörü”ye dair görüşleri konu açısından önemlidir.Tabii dinler arası yakınlaşma bazılarını dinleri birleştirme ve tek bir din etrafında örgütlenme arayışına/sevdasına yöneltmiş, bu kişiler işi kendilerini peygamber ilan etmeye kadar vardırmıştır. Kitapta, 1980’li yıllarda İzmir’de ortaya çıkan bu “sahte peygamber”e ve ilan ettiği dine ilişkin de kapsamlı bilgiler bulacaksınız. Diyalog sürecinin bir diğer tarafı olan Hıristiyanlık ve Papalık Kurumu ise bu kitabın ana eksenidir. Hıristiyanlığın doğuşu, gelişimi ve kurumsallaşmasıyla kendi içindeki çelişkiler ve çatışmalar kitapta enine boyuna inceleniyor.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)