Kilise Babaları ve Kilise Doktorları, son bin yıldır Din Bürokratlarını da yanlarına alarak Hıristiyanlığa yön vermişlerdir. Onların anlattıkları Hıristiyancılık ile Yahudi asıllı, saf ve naif ‘rabbi’ (Haham)İsa’nın eğer yaşadıysa söyledikleri neredeyse taban tabana zıttır. İsa’nın bırakın söyledikleri neredeyse taban tabana zıttır. İsa’nın bırakın söylemesini, düşlerinde görse ‘hayra’ yormayacağı Paganistik ve Helenistik uygulamaları, sanki İsa Mesih istemiş gibi, ‘Yeni Ahit’e koymuşlar ve inananlara kendi uydurdukları bu ‘Yeni Ahit’e koymuşlar ve inananlara kendi uydurdukları bu ‘Yeni Din’in esaslarını ‘dogma’ diye yutturarak onlardan bunları asla sorgulamamalarını istemişlerdir.On birinci yüzyılın ortalarında Doğu Roma İmparatoru Konstantin ile Eusebius ikilisinin başlattıkları yeni dinin ilk kurbanları Yahudiler ile Paganizme ve Hermetizme bağlı Paghanlar oldu. Ama onlardan sonra gelenler de boş durmadılar. Başta Tyanalı Apollonius olmak üzere birçok ‘gerçek’ filozof ve şifacının hayatlarını ‘çalarak’ onların bilgi ve mucize kabul edilen marifetlerini, yeteneklerini yeni tanrı İsa Mesih’e atfetmekten geri durmadılar. Başına gelenleri eğer Tanrı-Babası’nın yanından izliyorsa İsa Mesih, kim bilir ne üzülüyor ve şaşırıyordur. Ve iddia edildiği gibi bir gün geri dönerse, bugün hangi Kilise’den onu içeri sokarlar, Vatikan’ın neresinden girebilir, doğrusu meraka değer!Olayın özü şudur: İncil’in Yeni Ahit bölümünde İsa Mesih’e atfedilen birçok özellik, mucizeler de dahil ‘intihal’ izlenimini vermektedir. Bunların birçoğu, İsa’nın ağzından çıkmamış sözlerdir. Bunların birçoğu İsa Mesih tarafından yapılmış işler ve mucizeler değildir. Öyle anlaşılıyor ki, İsa da Apollonius da gerçekte Kilise Babalarının elinde oyuncak olmuşlar biri hiç aklından geçirmediği halde Tanrı yapılmış, diğeri ise yüzyıllarca unutturulmuştur.
bugünkü incillerde anlatılan isa’nın aslında gerçek isa ile yakından uzaktan ilgilsi olmadığını, incillerde anltılan isa’nın aslında tyanalı apollonius olduğunu işleyen bir kitap. hristiyanlığın, hristiyan din adamları yardımıyla iznik konsulinde imparator konstantin tarafından nasıl tamamen saptırıldığını da anlatıyor. gerçi iznik konsulinden önce de hristiyanlık içinde ciddi itikadi tartışmalar var; fakat bu konsilden sonra kabul edilen sapkın hristiyanlık anlayışı tüm imparatorlukta hakim din kılınıyor ve günümüze kadar gelen hristiyanlık içi teolojik meselelerin de miladı oluyor.
hristiyanlıkla Hz. İsa arasında bir alaka varmıdır? bu günkü hristiyan akidesi ile Hz.İsanın tebliği örtüşürmü? Tertulyanın dediği gibi absürd olan bir din nasıl varlığını devam etttirmiştir? bu yaşamda kalma yine Tertulyanın dediği gibi insanlar inanmak istedikleri içinmi yoksa başka nedenlerlemi hayatını sürdürebilmiştir ve belkide en önemli soruda şudur batı medeniyyetinin temel motiflerinden olan bu dinin paganik öğeler barındırması acaba batının tek seküler medeniyyet olarak insanlık tarihinden bir sapma olmasınımı sağlamıştır? bence okumaya değer.
ROMA’nın nasıl önlenemez bir yükselişte olan “HRİSTİYANLIK” kendine nasıl entegre ettiği kendi bünyesindeki paganizmi nasıl sami kültürlü bir dine kattığı kendine ait bulunan ritüelleri mitolojik karakterleri bu dine ince ince işlediğinin en güzel örneğidir….
”Hıristiyanlık” diye dünyaya lanse edilen ”Resmi Devlet Dini”nin, nasıl bir uydurmaca ve/veya çalıntı olduğunu gösteren, harika bir kitap. Kitap, İncil’de İsa’ya atfedilen mucizelerin Tyanalı Apollonius’a ait olduğunu, Kilise’nin sahte bir İsa Mesih yarattığını ve bunu bir dogma olarak insanlara dikte ettirdiğini yazıyor. İncil’de yazan hiçbir olayın belgesi yokken, 1.yy.’da Anadolu’da yaşamış olan Tyanalı Apollonius, tarihi belgelerle gerçek! Özellikle Dinler Tarihi ile ilgilenen herkes bu kitabı okumalı.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
bugünkü incillerde anlatılan isa’nın aslında gerçek isa ile yakından uzaktan ilgilsi olmadığını, incillerde anltılan isa’nın aslında tyanalı apollonius olduğunu işleyen bir kitap. hristiyanlığın, hristiyan din adamları yardımıyla iznik konsulinde imparator konstantin tarafından nasıl tamamen saptırıldığını da anlatıyor. gerçi iznik konsulinden önce de hristiyanlık içinde ciddi itikadi tartışmalar var; fakat bu konsilden sonra kabul edilen sapkın hristiyanlık anlayışı tüm imparatorlukta hakim din kılınıyor ve günümüze kadar gelen hristiyanlık içi teolojik meselelerin de miladı oluyor.
hristiyanlıkla Hz. İsa arasında bir alaka varmıdır? bu günkü hristiyan akidesi ile Hz.İsanın tebliği örtüşürmü? Tertulyanın dediği gibi absürd olan bir din nasıl varlığını devam etttirmiştir? bu yaşamda kalma yine Tertulyanın dediği gibi insanlar inanmak istedikleri içinmi yoksa başka nedenlerlemi hayatını sürdürebilmiştir ve belkide en önemli soruda şudur batı medeniyyetinin temel motiflerinden olan bu dinin paganik öğeler barındırması acaba batının tek seküler medeniyyet olarak insanlık tarihinden bir sapma olmasınımı sağlamıştır? bence okumaya değer.
ROMA’nın nasıl önlenemez bir yükselişte olan “HRİSTİYANLIK” kendine nasıl entegre ettiği kendi bünyesindeki paganizmi nasıl sami kültürlü bir dine kattığı kendine ait bulunan ritüelleri mitolojik karakterleri bu dine ince ince işlediğinin en güzel örneğidir….
325 yılındaki İznik konsilinde ilahlaştırılan İsa yerine onun insani boşluğunu doldurmakla sorumlu Tyanalı ermiş Apollonius’un hikayesi.
”Hıristiyanlık” diye dünyaya lanse edilen ”Resmi Devlet Dini”nin, nasıl bir uydurmaca ve/veya çalıntı olduğunu gösteren, harika bir kitap. Kitap, İncil’de İsa’ya atfedilen mucizelerin Tyanalı Apollonius’a ait olduğunu, Kilise’nin sahte bir İsa Mesih yarattığını ve bunu bir dogma olarak insanlara dikte ettirdiğini yazıyor. İncil’de yazan hiçbir olayın belgesi yokken, 1.yy.’da Anadolu’da yaşamış olan Tyanalı Apollonius, tarihi belgelerle gerçek! Özellikle Dinler Tarihi ile ilgilenen herkes bu kitabı okumalı.