İmânda süje (inanan) obje (inanılan) düalizmini ortadan kaldırarak mümkün değildir. Mistik tecrübede bu dualitenin yok olduğunu kabul etmek ontolojik açıdan tamamen imkansızdır. Süje durumundaki insanla obje durumundaki Tanrı aynı varlık alanına ait değildirler. Bu takdirde mistik tecrübeyle ulaşıldığı ileri sürülen “birlik”te imanın ortadan kalkması, onun yerini “ma’rifet”, “vecd” vs.’nin doldurulması mümkün olamaz. Dolayısıyla “mistik” ya da “sûfi” hiçbir zaman imanı aştığını söyleyemez. “Süje-obje ikiliği”ni esas alan epistemolojik iman mistisizme ve monizme kapalıdır. Bu demektir ki “süje-obje ikiliği”ni kaldıran mistik ve monist görüşlerde bir “iman ilişkisi”nden, dolayısıyla bir “ahlak ilişkisi”nden söz etmek mümkün görünmemektedir.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
İmanın epistemik boyutunu teorileştirmeye çalışmış…
iman konusunu oldukça detay inceleyen bir kitap
Teolaoglar için harika bir kitap. Gerek Konu bütünlüğü gerek sunuş tarzı açısından doyurucu ve bilgilendirici bir kitap.
İman meselesi felsefi açıdan bir Müslüman açısından daha fazla ele alınmalı
Fevkalade faydalı bir eser