Din Sosyolojisi’nin babası Max Weber, sadece inancın ina- nanları değil, inananların da inancı şekillendirdiğini söyler. O, kendi adına konuşsun. Bu, Hıristiyanlık için yüzde yüz doğ- rudur. Zira Hıristiyanlık, başta Pavlus olmak üzere, münte- sipleri tarafından icad edilmiş bir inançtır. Müslümanların ge- leneksel din tasavvurları için ise, kısmen doğrudur. Zira bazı Müslümanlar, Hıristiyanlaştıkları oranda dinlerini şekillendir- meye soyunmuşlardır. Fakat İslam için, yüzde yüz yanlıştır. Zira İslam, Allah’ın dinidir. Allah onu Kur’an’la, sadece karşıt- larının değil, müntesiplerinin şerrinden de korumuştur.Kalıcı bir mucize olan Kur’an indiği günkü berraklığı içe- risinde elde bulunduktan sonra, Müslümanların hayatlarında ve bilinçlerinde meydana gelen ve gelecek olan kayma, sapma ve hatta tahriflerden dolayı ümitsizliğe kapılmaya lüzum yok- tur. Zira böylesi bir durum, telafisi kabil ziyanlar içerisinde sa- yılır. Günümüzden 13.5 asır önce kaleme alınmış olan Kader Risalesi’ni neşr ve şerhetmemizin en büyük sebebi de budur.
Kader, çetrefil ve birden fazla seviyeden bakılablecek bir mesele. Bütün seviyeleri kapsayabilecek irfana ulaşmak ve kabımızı geniş tutmak, bizi bir davanın neferi olmaktan kurtarabilir ve böylece her seviyeden akla ihtiyacına göre hitap edebimek kolaylaşabilir.
Esas risale ve M. İslamoğlu’nun duruşu, kaderi nefsini temize çıkarmak için kullananlara karşı bir bildiri. Meselenin tamamını anla(t)mak kolay değil.
Üniversitedeyken okuduğum ve tekrar tekrar okuduğum bir eser. Bu kitabı okuduktan sonra başka bir insana dönüştüğünüzü fark ediyorsunuz ve toplumumuzdaki kader anlayışının bizi nerelere sürüklediğini çok daha net görmeye başlıyorsunuz.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Akademik çalışmalar için olmazsa olmaz ancak bizim gibi okurlarında muhakkak okuması gerek
araştırma kitabı alıp bilgi edinmekte fayda var
Kader, çetrefil ve birden fazla seviyeden bakılablecek bir mesele. Bütün seviyeleri kapsayabilecek irfana ulaşmak ve kabımızı geniş tutmak, bizi bir davanın neferi olmaktan kurtarabilir ve böylece her seviyeden akla ihtiyacına göre hitap edebimek kolaylaşabilir.
Esas risale ve M. İslamoğlu’nun duruşu, kaderi nefsini temize çıkarmak için kullananlara karşı bir bildiri. Meselenin tamamını anla(t)mak kolay değil.
İlk dönem kader anlayışını ve fırkalaşmaların temellerini kavramaya yarayacak güzel bir kaynak.
Üniversitedeyken okuduğum ve tekrar tekrar okuduğum bir eser. Bu kitabı okuduktan sonra başka bir insana dönüştüğünüzü fark ediyorsunuz ve toplumumuzdaki kader anlayışının bizi nerelere sürüklediğini çok daha net görmeye başlıyorsunuz.