Hazret-i Ali (r.a.) gâyet cömert idi. Hazret-i Hâlid'e Seyfullâh (Allâh'ın kılıcı) dendiği gibi ona cömertliğinden ve şecaatinden dolayı Esedullâh (Allâh'ın aslanı) da denilir. Zira şecâat, cömertlikten ileri gelir. Hazret-i Ali (k.v.) Sıffîn'e giderken düşürmüş olduğu zırhını, geri döndüğünde bir Hıristiyan'ın elinde görüp onu Küfe kadısı Sureyh rahmetullahi aleyh Hazretleri'nin huzuruna götürdü. "Bu zırh benimdir." diye dâva etti. Hıristiyan inkâr etti. Kadı Sureyh Hazretleri, şahid istedi. Hazret-i Ali'nin (r.a.) şahidleri oğlu Hasan ile azadlısı Kanber idi. Peygamber torununun yalan yere şahitlik etmeyeceği herkesin malumu olduğu halde evladın babası lehine şehâdeti makbul olmadığından kadı Sureyh, Hazret-i Hasan'ın (r.a.) yerine başka şâhid istedi. Sureyh, davayı başka şahidi olmadığından Hazret-i Ali'nin (r.a.) aleyhine bitirdi. Hazret-i Ali, bundan asla müteessir olmayıp gülüyordu. O kişi ise bu hâle hayran olarak zırhı alıp biraz gittikten sonra durdu, düşündü, geri döndü: "Bu hükümler ancak peygamber hükümleridir." diyerek İslam ile müşerref oldu ve zırhı Hazret-i Ali'nin Sıffîn'e giderken düşürmüş olduğunu söyleyerek geri verdi. Lâkin Hazret-i Ali (r.a.) zırhı ona bağışladı, bir de at ihsan eyledi.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Hz.Ali efendimizi çok güzel anlatmış Ahmed Cevdet Paşa.
Bilmediğimiz bir şey yok. Çok dar bir çerçevede ele alınmış. Hz. Ali ile ilgili geniş kapsamlı bilgiler istiyorsanız işinize yaramaz.
ilmin kapısı Hz.Ali efendimizi tanımak için kısa ve kaliteli bir eser
hediye olarak aldığım, geri dönüşü oldukça iyi olan bir kitap.
4 halife serisinde en uzun anlatılan kısım olmuş. Dönemin iç karışıklıklarını sade bir şekilde anlatmış; ancak Hz. Ali’nin ilim yönü anlatılmamış.