Sufi toprağa benzer. Üzerine çer-çöp gibi kötü şeyler atılmasına rağmen, topraktan daima güller biter. Bu kitaptaki Allah (C.C.) dostları da, nefislerini olgunlaştırmış, toprak gibi mütevazi olmuş insanlardır. Allah (C.C.) dostları, toplumun içinde yaşamış insanların dertlerini dinlemiş, sıkıntıları içlerinde eritmişler, onlara ümit vererek huzur sağlamışlardır. Yıkmamışlar, yapmışlar, kendileri ağlamışlar, başkalarını güldürmüşler, insanları ayırmamışlar, birleştirmişlerdir. Bunları yaparken kendilerine Hz. Muhammed (S.A.V.)'i örnek edinmişlerdir. Onların tüm çabaları mutlak tevhide ulaşmaktı. Hz. Mevlana'ya bu husus sorulduğunda "kul oldum, kul oldum, kul oldum!" şeklinde zamanları ve mekanları aşan bir cevap vermişti. İşte, Allah (C.C.) dostlarının tek hedefi budur: Allah'a kul olmak, Allah'a kul olmak, Allah'a kul olmak! Gerisi boş, vesselam...
20. yüzyıl Sufi Tabakâtı olarak planlanan bir serinin ilk kitabı olan bu eser yakın zamanlarda yaşamış evliyadan bazı kişilerin hayatlarına ilişkin anekdotlar içeriyor. Konusunun maddede ve manada uzmanı olan bir kalem olan Prof. Dr. Edhem Cebecioğlu’nun şahsen tanıdığı bu kişiler hakkında yazdıkları her ne kadar biyografik açıdan yetersiz ise de tasavvufdan bir nebze nasib almak isteyenlere de yetecek kadar dolgun. Özellikle yakın sayılabilecek bir tarihte alem-i manaya göçen ve kitabın önemli bir kısmı ayrılan Muzaffer Ozak -rh.a.-‘in hayatı ile ilgili notlar dikkat çekici. Zamanımızda yaşayan Allah dostlarını tanıma fırsatı bulamadığı için ” bu zamanda Allah’ın evliyası da kaldı mı?” diye soranlara “Yeryüzünde “Allah dostları” kalmasa güneş doğar mı?” diye cevap vermek için okunmalı.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
20. yüzyıl Sufi Tabakâtı olarak planlanan bir serinin ilk kitabı olan bu eser yakın zamanlarda yaşamış evliyadan bazı kişilerin hayatlarına ilişkin anekdotlar içeriyor. Konusunun maddede ve manada uzmanı olan bir kalem olan Prof. Dr. Edhem Cebecioğlu’nun şahsen tanıdığı bu kişiler hakkında yazdıkları her ne kadar biyografik açıdan yetersiz ise de tasavvufdan bir nebze nasib almak isteyenlere de yetecek kadar dolgun. Özellikle yakın sayılabilecek bir tarihte alem-i manaya göçen ve kitabın önemli bir kısmı ayrılan Muzaffer Ozak -rh.a.-‘in hayatı ile ilgili notlar dikkat çekici. Zamanımızda yaşayan Allah dostlarını tanıma fırsatı bulamadığı için ” bu zamanda Allah’ın evliyası da kaldı mı?” diye soranlara “Yeryüzünde “Allah dostları” kalmasa güneş doğar mı?” diye cevap vermek için okunmalı.