İnsan olarak bizler mükemmel bir varlık âleminde ve fakat kusurlu bir dünyada yaşıyoruz; yönelimimiz kemâle ve mükemmele doğrudur. Kemâle ermek ve kâmil (insan-ı kâmil) olmak sadece bir arzu değil, var oluşumuzun hakiki anlam ve amacıdır. Kemâl, kişinin bilgi sahibi olmasıyla elde edilir. Fakat muhakkak ki salt bilgi kâfi değildir. Bilginin imana dönüşmesi ve salih amelle desteklenmesi lâzımdır. Bundan dolayı iman ve amel Kur’an-ı Kerim’de defalarca “iman edenler ve salih amellerde bulunanlar” şeklinde bir arada zikredilmiştir. Bilgi nefsin bilgisi (Ma’rifetü’n-nefs) ve varlık aleminin, yani yaratılmışların bilgisi (Ma’rifetü’l-halk) üzerinden Allah’ı bilmektir, yani sözün özü Ma’rifetullah’tır.
yazar çok şey söylemeye çalışıyor fakat tüm müslüman entellektüeller gibi gerçeğe tam ulaşamıyor. söyledikleri doğru fakat bilgi neyi bilmektir sorusunun islami açıdan verilebilmiş alternatif ve tatmin edici bir cevabı bence yok.
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
Bilginin, öğrenmenin manevi boyutuna dikkat çeken bir kitap. Batıya cevap niteliğinde.
Gelenekselcilerin görüşlerine bir hayli benzer bir bakış açısı ile bilgi kavramının ve modern bilimin değerlendirildiği başarılı bir çalışma.
Müthiş bilgi derinliği olan bir kitap. Defalarca okunabilir. Kimi zaman ansiklopedi tadında. Kitaplığınızın vitrininde olmalı..
yazar çok şey söylemeye çalışıyor fakat tüm müslüman entellektüeller gibi gerçeğe tam ulaşamıyor. söyledikleri doğru fakat bilgi neyi bilmektir sorusunun islami açıdan verilebilmiş alternatif ve tatmin edici bir cevabı bence yok.
Ali Bulaç okunulması, takip edilmesi, örnek alınası bir yazar. Kitaplarında da bir başka tat var. Okumanız şiddetle tavsiye olunur.