Hallac-ı Mansur’un, manevi özgürlüğün son adımı olarak algılanan kan içinde raksı ya da kanda dansı, fena-beka deneyimi olarak sûfi dünyaya taşınmıştır. Kan içinde raks ya da kanda dans sûfinin, evliyanın, ermişin ya da bilgenin miracı kabul edilmiştir. Miraç sürecinde, aşk acıya, acı kanda dansa, kanda dans sanata dönüşmüştür. Bu sanat icra edilmeden kutsalın deneyimlenemeyeceği bilince-inanca taşınmış ve acı ibadet olmuştur. Hallac-ı Mansur’un trajik ölümüyle kurumlaşan kanda dans geleneğinden beslenen Alevilik, geleceği kuracak olan acıyı üretmeden ve ürettiği acıyı tüketmeden ibadet yapılamayacağını inanca bağlamıştır.
Konu muazzam. Hallac ı mansur’un enelhak feryadından yola çıkarak kuantum fiziğine, felsefeye ve heterodoks inanç sistemlerinin temellerine uzanan bir yolculuk. Spinoza, einstein, lao tzu, mansur ve daha nice ismin birlikte anılması bile başlı başına bir güzellik. Ancak yazar kavram kargaşası içinde ve değindiği bu güzel konular kitapta bir belirsizlik ve anlaşılmazlık içinde sunulmuş.
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Hallac-ı Mansur serim için aldım, nadir bir eser.
Konu muazzam. Hallac ı mansur’un enelhak feryadından yola çıkarak kuantum fiziğine, felsefeye ve heterodoks inanç sistemlerinin temellerine uzanan bir yolculuk. Spinoza, einstein, lao tzu, mansur ve daha nice ismin birlikte anılması bile başlı başına bir güzellik. Ancak yazar kavram kargaşası içinde ve değindiği bu güzel konular kitapta bir belirsizlik ve anlaşılmazlık içinde sunulmuş.