Müslümanlara Kur’an’da “Siz insanlık için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz, doğruyu emreder, yanlıştan men edersiniz ve Allah’a iman edersiniz” ayetiyle güvence verilir. Bu ayete samimiyetle inanıp Muhammed’in davetine icabet edenler, İslam inancının doğuşundan kısa bir süre sonra İslam’ın damgasını taşıyan, kendine özgü kurumlara, sanatlara, edebiyata, bilime, siyasi ve toplumsal teşekküllere sahip yeni bir toplum inşa etmeyi başarmışlar, bu yeni toplumu yüzyıllar içinde Eski Dünya’nın dört bir yanına yayıp insanlığı İslam’ın hedeflediği ideallerin çatısı altında birleştirmeye diğer tüm toplumlardan daha fazla yaklaşmışlardır. İlk kez yayımlandığı 1975 yılından günümüze İslam çalışmaları ve uygarlık tarihi alanlarında bir klasik eser haline gelmiş olan İslam’ın Serüveni, Muhammed’in davetine icabet edip binlerce yıllık köklü kültürel geleneklerin kavşak noktasında kendilerini, dünyayı ve dünya içindeki yerlerini yeni bir gözle değerlendirmeye girişen küçük bir “inananlar” hareketinin, dünyayı adalet, insanlık onuru gibi evrensel ilkeler üzerinde yeniden inşa etmek üzere çıktıkları yolda zamanla büyüyerek bugün yaklaşık 1,5 milyar üyesi bulunan bir dünya uygarlığı haline gelişinin izlerini sürüyor. En verimli çağında hayata gözlerini yuman tarihçi ve düşünür Marshall G. S. Hodgson’ın parlak dehasını sergileyen bu kitap, İslam uygarlığına aşina olanlar kadar bu tarihe ve kültüre aşina olmayanlara da hitap etmesi; İslam toplumlarının barındırdığı zenginliği, pek bilinmeyen ilginç ve çarpıcı ayrıntılar üzerinden ortaya koyması; İslam’ı genel dünya tarihi içindeki yerini gözden kaçırmadan değerlendirip toplum, ekonomi, sanat, bilim gibi alanlara ilişkin yeni ufuklar açıcı kışkırtıcı çözümlemeler barındırması ve İslam dünyasının günümüzde içinde bulunduğu buhranın tarihsel kaynaklarının ve bu buhrandan olası çıkış yollarının neler olabileceğine ilişkin ipuçları sağlaması itibarıyla her kitaplıkta bulunması gereken eşsiz bir eser. İslam’ın Serüveni’nin birinci cildi olan İslam’ın Klasik Çağı, İslam’ın doğuşundan önceki dünyayı ve dinsel gelenekleri, İslam’ın doğuşunu, ilk halifeleri, Müslümanlar arasında yaşanan ilk ayrılıkları ve çatışmaları, Nil’den Ceyhun’a kadar uzanan bölgede filizlenen bu yeni kültürü ve bu kültürün dünya tarihi içindeki genel yerini çözümlüyor, İslam uygarlığının filizlenme ve serpilme dönemlerine ilişkin genel ve renkli bir tablo sunuyor.
Hodgson birçok açıdan Dünya tarihi yazımını derinden etkilemiş birisi. Ortaya koyduğu bakış ve tarih yazımına getirdiği yeni açılımlar sayesinde Dünya tarihi yazımları eleştirilir oldu ve batı-merkezli anlayış bir nebze de olsa kırıldı. Belki bu anlayışın kırılmasında Müslümanlardan da çok faydası oldu. İslam’ın Serüveni tam da bu manada bir ders kitabı olarak yazılmasına rağmen, bu coğrafyanın kendindeki değerini görmek bakımından okunacak en güzel eserdir.
Orijinali itibariyle pek çok açıdan aşılamamış olan bu eser daha önce eksik bir şekilde Türkçeye çevrilmişti. Yeni bir tercümeye kesinlikle ihtiyaç vardı. Bununla birlikte maalesef ama maalesef bu yeni çeviri çok ileri düzeyde tercüme hatalarıyla dolu. Mütercimin dili ve üslubu ise evlere şenlik. Çoğu zaman cümlelerde ne söylendiğini anlamak için tekrar tekrar okumak gerekiyor. Yazık! Bu muhteşem klasiğin acilen bir kez daha Türkçeye tercüme edilmesi bir zorunluluk haline gelmiştir.
İslam tarihini Ceyhun’dan Nil nehrine kadar nakış nakış işlemiş bir baş yapıt. Her evde kaynak kitap olarak olması gereken müthiş eser. Halen Columbia üniversitesinde ders kitabı olarak okutulması güncelliğini koruduğu gibi üzerine bir eser yapılamadığının göstergesidir. Mutlaka alın bu çeviri diğer çeviriden daha iyi
Kitap Yorumları - (5 Yorum)
fiyatı çok yüksek umarım değer
Hodgson birçok açıdan Dünya tarihi yazımını derinden etkilemiş birisi. Ortaya koyduğu bakış ve tarih yazımına getirdiği yeni açılımlar sayesinde Dünya tarihi yazımları eleştirilir oldu ve batı-merkezli anlayış bir nebze de olsa kırıldı. Belki bu anlayışın kırılmasında Müslümanlardan da çok faydası oldu. İslam’ın Serüveni tam da bu manada bir ders kitabı olarak yazılmasına rağmen, bu coğrafyanın kendindeki değerini görmek bakımından okunacak en güzel eserdir.
Emrah sefa Gürkan tavsiye etmişti, sağlam bir kitap , yazar alanında en iyilerinden
Orijinali itibariyle pek çok açıdan aşılamamış olan bu eser daha önce eksik bir şekilde Türkçeye çevrilmişti. Yeni bir tercümeye kesinlikle ihtiyaç vardı. Bununla birlikte maalesef ama maalesef bu yeni çeviri çok ileri düzeyde tercüme hatalarıyla dolu. Mütercimin dili ve üslubu ise evlere şenlik. Çoğu zaman cümlelerde ne söylendiğini anlamak için tekrar tekrar okumak gerekiyor. Yazık! Bu muhteşem klasiğin acilen bir kez daha Türkçeye tercüme edilmesi bir zorunluluk haline gelmiştir.
İslam tarihini Ceyhun’dan Nil nehrine kadar nakış nakış işlemiş bir baş yapıt. Her evde kaynak kitap olarak olması gereken müthiş eser. Halen Columbia üniversitesinde ders kitabı olarak okutulması güncelliğini koruduğu gibi üzerine bir eser yapılamadığının göstergesidir. Mutlaka alın bu çeviri diğer çeviriden daha iyi