Ceviz, fındık, fıstık, muz gibi kabuklu yemişlere dışarıdan baktığınız zaman kabuğunu görürsünüz. Bu kabuklardan bırakın güzel bir tat almayı, ağzımız dahi acılaşır. Mesela cevizin yeşil kabuğu çok acıdır. Ama ne zaman ki o yemişin kabuğunu kırar da içine girerseniz asıl lezzetini o zaman alırsınız. İslam’a dışarıdan bakan bazı genç arkadaşlar ibadetlerdeki zorlukları görüyorlar. Tabiri caizse “İslam acı!” diyorlar. Biraz sabırlı davranıp o dışarıdan zor gözüken ibadetlerin özüne vâkıf olsalar vazgeçilemeyecek tada ulaşacaklar.Tasavvuf, İslam’dan başka, İslam’ın dışında bir şey değil. “Tasavvuf başka, İslam başka!..” demiyoruz. Kur’an’ın ve Sünnetin özü olduğu için tasavvuf diyoruz. İslam’ın dışında olan bir şeyle boş yere sorumluluğumuzu niçin artıralım? Kim ki “İslam başka, tasavvuf başka bir şeydir.” diyorsa ya tasavvufu bilmiyor ya da farklı bir gündemi var demektir. Bizim Hint ve Yunan mistisizmi ile de alakamız yok. Tasavvuf, son zamanlarda moda olan yoga vs. deneyimlerle de alakalı değildir. Bunlar kulluğun tadından habersiz, tat arama eylemlerinin yansımasıdır. Bizim bahsettiğimiz: İslam tasavvufu. Buna gönül insanları “tasavvuf” demiş, biz de onun için tasavvuf diyoruz. Tasavvufa aynı manada “fıkh-ı bâtın”, “nefis terbiyesi”, “güzel ahlâk” ve “nefis tezkiyesi” diyenler de olmuştur.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)