Tarihçe-i Hayat (büyük boy sırtı deri) / (kod:003)
Yayın Tarihi: 30.12.2012
Dil: TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 741
Cilt Tipi: Ciltli
Kağıt Cinsi: Şamuha Kağıt
Boyut: 16 x 24 cm
Tanıtım Bülteni
30 Nisan 1958 Tarihli Students' Voice Gazetesi "İslâm Dünyasındaki Müsbet Uyanıklık" Başlıklı Makalede:Her İslâm memleketinde, İslâmiyetin hakimiyeti için yapılan övülmeye lâyık şerefli mücadeleler anlatılıyor... ve Türkiye'de yapılan mücalelerin neticesi olarak hükûmet, din hürriyetini sıkan bağları gevşetmiştir. Mehmed Âkif, materyalist milliyetçiliği takbih eden ve halk arasında taze bir heyecan verecek olan "Safahat" isimli eseri yazdı.Hazret-i Said Nursî yılmadan, hakikat-ı İslâmiye için mücadele etmektedir. Kendisi, Türkiye'de en büyük İslâm mücahididir.
Tarihçe-i Hayat; 1958’de hazırlanarak Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hz.’lerinin nazarından geçmiş, “Şahsıma ait bahislerden ziyade hizmet-i Kur’aniyeye müteallik kısımlar neşredilmeli” diye buyuran Üstad’ın, tashih ettiği şekilde neşredilmiştir. Eserin içinde münderic “Ayet’ül Kübra” ve “Münacat” Risalelerin ilavesini ise, Bediüzzaman Hz.’leri bizat tensib etmiş ve Risale-i Nur Külliyatı’ndan ma’dud bu eser için “Yirmi mecmua kadar ehemmiyeti var” diyerek tavsiyede bulunmuştur.Ali Ulvi Kurucu bu eserin mukaddimesinde şöyle der:”Bugüne kadar âcizane yazdığım manzum ve mensur yazılarımın hiçbirisinde bu kadar acz ve hayret içerisinde kalmamıştım. Binaenaleyh, bu eseri derin bir zevk, İlâhî bir neşe ve coşkun bir heyecanla okuyacak olanlar, hayranlıkla görecekler ki; Bediüzzaman, çocukluğundanberi müstesna bir şekilde yetişen ve bütün ömrü boyunca İlâhî tecellilere mazhar olan bambaşka bir âlim ve mümtaz bir şahsiyettir. Ben, bu büyük zatı, eserlerini ve talebelerini inceden inceye tetkik edip de o nur âleminde hissen, fikren ve ruhen yaşadıktan sonra, büyük ve eski bir Arap şairinin bir beytiyle, çok derin bir hakikatı ifade ettiğini öğrendim. “Bütün âlemi bir şahsiyette toplamak Cenab-ı Hakka zor gelmez… Gayesinin ulviyetinden, davâsının ihtişamından ve îmanının azametinden feyiz ve ilham alan bu kutbun câzibesine takılanların adedi günden güne çoğalmaktadır. Akıllara hayret veren bu ulvî hadise; münkirleri kahrettiği gibi, mü’minleri de şâd ve mesrur eylemekte devam edip gidiyor. İmanlı gönüllerde mânevî bir râbıta halinde yaşayan bu İlâhî hadiseyi büyük bir mücahid, kalbleri vecd içinde bırakan bir üslûbla bakınız nasıl ifade ediyor: “Ahlâksızlık çirkefinin bir tûfan halinde her istikamete taşıp uzanarak her fazileti boğmaya koyulduğu kara günlerde, Onun yâni Bediüzzaman’ın feyzini bir sır gibi kalbden kalbe mukavemeti imkânsız bir hamle halinde intikal eder görmekle teselli buluyoruz… Gecelerimiz çok karardı, ve çok kararan gecelerin sabahları pek yakın olur.”
Kitap Yorumları - (2 Yorum)
Üstadın mücadelesini ve yaşamındaki gizemleri öğrenebileceğimiz güzel bir kitap
Tarihçe-i Hayat; 1958’de hazırlanarak Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hz.’lerinin nazarından geçmiş, “Şahsıma ait bahislerden ziyade hizmet-i Kur’aniyeye müteallik kısımlar neşredilmeli” diye buyuran Üstad’ın, tashih ettiği şekilde neşredilmiştir. Eserin içinde münderic “Ayet’ül Kübra” ve “Münacat” Risalelerin ilavesini ise, Bediüzzaman Hz.’leri bizat tensib etmiş ve Risale-i Nur Külliyatı’ndan ma’dud bu eser için “Yirmi mecmua kadar ehemmiyeti var” diyerek tavsiyede bulunmuştur.Ali Ulvi Kurucu bu eserin mukaddimesinde şöyle der:”Bugüne kadar âcizane yazdığım manzum ve mensur yazılarımın hiçbirisinde bu kadar acz ve hayret içerisinde kalmamıştım. Binaenaleyh, bu eseri derin bir zevk, İlâhî bir neşe ve coşkun bir heyecanla okuyacak olanlar, hayranlıkla görecekler ki; Bediüzzaman, çocukluğundanberi müstesna bir şekilde yetişen ve bütün ömrü boyunca İlâhî tecellilere mazhar olan bambaşka bir âlim ve mümtaz bir şahsiyettir. Ben, bu büyük zatı, eserlerini ve talebelerini inceden inceye tetkik edip de o nur âleminde hissen, fikren ve ruhen yaşadıktan sonra, büyük ve eski bir Arap şairinin bir beytiyle, çok derin bir hakikatı ifade ettiğini öğrendim. “Bütün âlemi bir şahsiyette toplamak Cenab-ı Hakka zor gelmez… Gayesinin ulviyetinden, davâsının ihtişamından ve îmanının azametinden feyiz ve ilham alan bu kutbun câzibesine takılanların adedi günden güne çoğalmaktadır. Akıllara hayret veren bu ulvî hadise; münkirleri kahrettiği gibi, mü’minleri de şâd ve mesrur eylemekte devam edip gidiyor. İmanlı gönüllerde mânevî bir râbıta halinde yaşayan bu İlâhî hadiseyi büyük bir mücahid, kalbleri vecd içinde bırakan bir üslûbla bakınız nasıl ifade ediyor: “Ahlâksızlık çirkefinin bir tûfan halinde her istikamete taşıp uzanarak her fazileti boğmaya koyulduğu kara günlerde, Onun yâni Bediüzzaman’ın feyzini bir sır gibi kalbden kalbe mukavemeti imkânsız bir hamle halinde intikal eder görmekle teselli buluyoruz… Gecelerimiz çok karardı, ve çok kararan gecelerin sabahları pek yakın olur.”