Bir ilmi disiplinin sağlam bir şekilde kendine diğer ilmi disiplinler içerisinde yer açabilmesi için öncelikle kendisini yetiştirmiş, yetkin ve velüt ilim adamlarına sahip olması gerekir. Tasavvuf Tarihi Ana Bilim Dalı yeni olmasına rağmen bu konuda oldukça şanslı bir konumda bulunuyor. Hem kendi alanına hakim, hem de genel ilmi donanımı haiz kuvvetli akademisyenlere sahip bulunuyor. Ancak tüm diğer ilim havzalarındaki bir problem, burada da karşımıza çıkıyor. Maalesef bu dalın önemli akademisyenleri yeterince tanınmıyorlar.
Kitap Yorumları - (0 Yorum)