Vahyin muhatabı insandır; yani akıldır. Vahiy yoldur, nurdur; akıl da o yoldaki ışıklardır. Göz ile ışık ilişkisi ne ise, vahiy ile akıl ilişkisi de odur. Vahyin diliyle tebliğ edilen “hakikat bilgisinin” anlaşılmasında akıl vazgeçilmez bir araçtır. Vahiy ile akıl Allah’ın birer hücceti ve birer delilidir. Allah, hakikati düşünüp anlamamız için bizlere ayetlerini indirmiştir. Kur’an, “ancak bilenlerin akledebileceğine” vurgu yaparak, aklını kullananların vahiy bilgisini esas almaları gerektiğini belirtmektedir. Vahiy ile akıl arasında her hangi bir çelişki olmadığı gibi, nübüvvet ile akıl arasında da her hangi bir çelişki yoktur. Vahiy-nübüvvet-akıl arasında uyuşmazlık ve karşıtlık olamaz; zira üçünün de Rabbi/sahibi Allah’tır. Bizi vahye ve peygambere götüren akıldır. Akıl ve idrak sahipleri ancak Resulullah’ın kim olduğunu, nasıl bir insan ve nasıl bir peygamber olduğunu bilebilirler. Akıl etmeyenler onu bilemezler, tanıyamazlar ve sevemezler.
Din tekdir. Anlama farklılıkları olabilir ki mezheblerin doğuşu ve gelişimide bu nedenledir. Beşir İslamoğlu’da konuya bu eksen de yaklaşmış şahsının anladıklarını anlatmaya çalışmış.
Kitap Yorumları - (1 Yorum)
Din tekdir. Anlama farklılıkları olabilir ki mezheblerin doğuşu ve gelişimide bu nedenledir. Beşir İslamoğlu’da konuya bu eksen de yaklaşmış şahsının anladıklarını anlatmaya çalışmış.